Vücudumuz sayısız yapıtaşından oluşuyor. Düzenli beslenme, stresten uzak bir hayat ve dengeli bir hayat rutini içerisindeyken, sağlıklı bir vücut ihtiyacı olan tüm vitamin ve mineralleri besinlerden karşılayabiliyor. Ancak özellikle şehir yaşamı içerisinde bu dengeyi tutturmak her zaman kolay olmuyor. Bazen yemek yemeyi bile unutuyoruz. Ya da pratik çözümlerle hayatı geçiştirmeye çalışıyoruz. Bu şekilde geçen günlerin ardından vücudumuzun dışarıdan biraz desteğe ihtiyaç duyabiliyor. Bu desteği kimi besinler aracılığıyla sağlayabiliyoruz. En çok merak edilen destek bileşenlerini ve onların elde edilebileceği besinleri derledik.
Hamilelikte gündeme gelir: Folik asit
Folik asit genellikle kadınların hamilelik döneminde sıkça bahsi geçen bir vitamin. Ancak aslında vücudumuz için pek çok farklı işlevi var. Kan yapımından yeni hücre oluşumuna, kas yapımından omurilik ve merkezi sinir sistemi sağlığına kadar farklı alanlarda kullanılıyor. Gebelik döneminde gündeme gelmesinin nedeni ise, bu süre içerisinde vücudun ihtiyaç duyduğu folik asit ihtiyacının artması.
Folik asit, bebeğin anne karnındaki gelişimi sırasında, sinir sistemini oluşturan yapıların oluşumunda görev alır. Eksikliğinde, hücre bölünmesi sekteye uğrar. Bu nedenle yeni hücrelerin oluşumu ve kan yapımı yavaşlar. Alyuvar ve akyuvarlarda da azalmaya neden olabilir. Ek olarak, iştahsızlık, kansızlık, depresyon, huzursuzluk, kilo kabı, üşüme, cildin soluklaşması, diş eti ve ağız içi iltihapları, baş ağrısı gibi etkiler de gözlemlenebilir.
Folik asit B grubu vitaminlerinden biridir ve genellikle B12ile birlikte görev alır. Folik asit içeren besinlerin başında bitkisel olanlar gelir. Hayvansal besinlerde folik asit miktarı daha azdır. Yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, mercimek, kuru fasulye, ayçekirdeği, tam tahıllarda sıkça folik asit bulunur. Ayrıca avokado, domates suyu, koşkonmaz, sakatatlar, süt ve yoğurtta da folik asit miktarı yüksektir.
Güneşten gelen şifa: D vitamini
D vitamini eksikliğinde meydana gelebilecek şeylerin başında kas ve kemik sorunları gelir. Çocuklarda yeteri kadar güneşe çıkmamanın raşitizme kadar giden kötü senaryolara yol açabileceğine dair bilgileri hepimiz duymuşuzdur. Bunun nedeni, güneşin en önemli D vitamini kaynağı olmasıdır.
D vitamini ayrıca, diş sağlığı bakımından önemlidir. Vücudun temel yapıtaşlarından olan fosfor ve kalsiyumun emilimi için mecburidir. Hormonların düzenli çalışması, hücre çoğalımı gibi noktalarda da görev alır. Bağışıklığın destekçisidir.D vitamini depolamak için besinlerden yardım almak mümkün. Süt, yoğurt, ayran, peynir, kefir, tereyağı, yumurta bu besinler içinde yer alır. Ayrıca soya sütü, yulaf, tatlı patates D vitamini kaynaklarındandır. Ciğer ile ton balığı, uskumru ve somon gibi yağlı balıklar, balık yağı, mantar ve maydanoz da D vitamini bakımından zengindir. Ancak burada unutmamamız gereken nokta, besinlerin tek başına asla yeterli gelmeyeceği.
D vitamini sentezi için güneşe çıkmak şart. Her gün bahar aylarında 20’şer, yaz aylarında ise 10’ar dakika güneşlenmek yeterlidir. Kışın da güneşli günleri yakalamayı ihmal etmeyin. Yarım saat kadar güneşe çıkmak uygun olacaktır. Güneşe çıktığınızda herhangi bir güneş koruyucu sürmemiş olmanız, yüzünüz, avuç içleriniz, bilekleriniz, kollarınız ve bacaklarınızın direkt güneş görmesi önemlidir. Ayrıca D vitamini cam ve benzeri şeffaf materyalleri aşamaz. Bu nedenle pencere ardından değil, açık havada güneşlenmeyi unutmayın!
Hayfene Kinoa 850 gr
Hayfene Kinoa 850 gr
Bitkisel yağların mucizesi: E vitamini
E vitamini güçlü bir antioksidandır. Hücrelerin vücudumuzdaki serbest radikallere karşı korur. Bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Antioksidan etkisinin kalp damar sağlığına olumlu etki ettiği, kansere karşı koruyucu olduğu düşünülür. E vitamini ayrıca kozmetik sektöründe sıkça kullanılır. E vitamini içeren bitki özleri yaşlanma karşıtı kremlerde, çeşitli saç bakım ürünlerinde kullanılır. E vitaminin en yoğun olarak yer aldığı besin grubu da bitkisel yağlardır.
Bunlar içerisinde badem, badem yağı, yulaf ezmesi, çörekotu yağı, kinoa, kakao, siyah üzüm çekirdeği yağı sayılabilir. Ispanak ve brokoli gibi yeşil sebzeler de E vitamini içerir. Kimi zaman tereyağı, margarin, meyve suyu gibi hazır ürünlerin içine ek olarak E vitamini eklenebiliyor olsa da, biz doğal yöntemlerle elde edilmiş bitkisel yağları tercih ediyoruz.
Güçlü bir hafıza ve daha fazlası: Omega3
Omega 3 hafızanın güçlenmesinden kalp ve damar hastalıklarına, kas ve eklem yapısına destekten hamilelikte sağlığa, döz sağlığı, kaliteli uyku uyuyabilme, kötü kolesterol ile savaştan, dengeli ve sağlıklı bir ruh haline kadar pek çok farklı alanda vücudumuza destek olan önemli bir maddedir. Omega 3 yağ asitleri bebeklikten yaşlılığa kadar çok önemlidir. Hayat kalitemizi birebir etkiler. Beynimizin %60’ının yağ asitlerinden oluştuğu, bunlarn3’te 1’inin ise Omega 3 olduğu düşünüldüğünde önemi daha çok ortaya çıkar.
Omega 3’ün en yoğun bulunduğu besinler soğuk su balıklarıdır. Somon balığı, lüfer, uskumru, hamsi, sardalya gibi soğuk su balıkları bu faydalı yağ asitlerini bünyelerinde bolca barındırırlar. Alabalık, ton balığı, ringa balığı gibi diğer türler de Omega 3 takviyesi olarak düşünülebilir. Soğuk su balıklarında Omega 3 oranı yüksektir çünkü bu yağ asitleri balığı soğuktan korur. Bitkisel Omega 3 kaynaklarının başında ise ceviz, badem, kabak çekirdeği, keten tohumu, kivi ve semizotu gibi pek çok yiyecek akla gelir. Avokado ve fesleğen de söz konusu liste içerisinde sayılabilir.