D vitamini eksikliği özellikle Türkiye’de sık görülen bir durum. Her ne kadar bol güneşli bir ülkede yaşasak da, genetik faktörlerden tutun da, modern hayat alışkanlıklarına kadar pek çok neden bu duruma etki ediyor. Şimdi bu nedenlerin arasında, tüm dünyayı etkileyen korona virüs salgını nedeniyle uygulanmaya başlayan sosyal mesafelenme pratikleri de girdi. Devletler vatandaşlara evde kalma çağrısı yapıyor. Sayısız şirket ofis çalışanlarını evde çalışmaya yönlendirdi. Çocuklarımız ve gençlerimiz eğitimlerine evlerinden devam ediyor. Tam da karanlık kış günlerinin ardından güneş ışınlarının yeniden bizlerle buluşmaya başladığı bahar aylarına denk gelen bu tarihi dönemde, vücudumuzun D vitamini dengesini korumak belki de her zamankinden daha zor. Üstelik bu vitamin çoğunlukla kemik sistemimizle anılsa da, bağışıklığımızın korunması bakımından da önemli.
Tüm bu nedenlerle, evde vakit geçirenler için D vitamini depolarını dolu tutmaya yönelik bilgi ve önerilerimizi paylaşmak istedik.
D vitamini nedir? D vitamini eksikliği ne demektir?
Bugün dünyada yaklaşık 1 milyar insanın D vitamini eksikliği yaşadığı düşünülüyor. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu bir organik madde olan bu vitaminin eksikliği metabolizmamızda kimi aksaklıklara yol açıyor. Bunların başında kemik ve kas sorunlar yer alıyor. Özellikle çocuklarda, yeteri kadar alınmaması raşitizm gibi hastalıklara yol açabiliyor. İleri yaşlarda ise, osteoporoz denilen kemik erimesi problemine sebep olabiliyor. Eksikliğinin diş sağlığını etkilediği de biliniyor.
D vitamini vücudumuzun temel ihtiyaçlarından olan kalsiyum ve fosforun eminimi için de gerekli. Ayrıca hormonal düzenin korunması, hücrelerin çoğalması gibi süreçlerde de görev alıyor. Bağışıklık sistemine destek oluyor.
D vitamini nelerde bulunur?
D vitamini almak için bir numaralı ihtiyacınız güneş! Yiyeceklerden önce vücudunuzun yeterince güneş aldığından emin olmalısınız. Bu nedenle evde dahi olsanız, kendinize güneşlenmek için uygun bir köşe ayarlamaya çalışın. D vitamini işlemeye yarayan güneş ışınları, şeffaf da olsa cam ve benzeri bariyerleri aşamaz. Bu nedenle güneş alan ve açılabilen bir pencere bulmanız gerekli. D vitaminini etkin şekilde alabilmek için en azından yüzünüz ve avuç içleriniz güneş görmeli. Bu bölgeler şapka, kıyafet gibi şeylerle kapatılmamalı. Bunun dışında bilekleriniz, kollarınız ve bacaklarınız da güneş görmesi gereken bölgelerdir. Ancak ev içinde, pencere kenarında yapılacak bir güneşlenme aktivitesinde, imkanların kısıtlandığı düşünüldüğünde yüzünüze, avuç ve bileklerinize öncelik verebilirsiniz. Tabii balkonunuz varsa, çok daha rahatlıkla güneşlenebilirsiniz.
Peki, ne kadar süre güneşte kalmak gerekiyor? Her gün bahar aylarında 20’şer, yaz aylarında ise 10’ar dakika güneşlenmek yeterli olacaktır. Diğer mevsimlerde ise, güneşli günler olduğunda yarım saat kadar güneşe çıkabilirsiniz.
D vitamini hangi besinlerde bulunur?
Tüm bu bilgilerle birlikte, D vitamini stoklarımızı dolu tutmak için beslenmemize de çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çoğu gündelik beslenmemizin parçası olan yiyecekleri düzenli tüketmek aslında yeterli. Ancak sürekli evde oturduğumuzda, genellikle abur cubur yemeye daha yatkın olabiliyor ya da evde doğru yiyecekler bulunmadığında sağlıklı beslenmeyi es geçebiliyoruz. Ancak hep aklımızda tutmamız gereken şey, sağlıklı bir vücut ve kuvvetli bir bağışıklık için ne yediğimizin hayati önemi olduğu. Bu süreçte mutfağınızda neler bulunması gerektiğine dair bilgi edinmek isterseniz, Karantina İçin Mutfak Alışveriş Listesi makalemizi de inceleyebilirsiniz.
Şimdi gelin D vitamini depolarınızı doldurmak için hangi besinlerden yardım alabilirsiniz, buna bakalım.
• Süt, yoğurt, ayran, kefir ve peynir: Marketlerden alabileceğiniz süt ürünlerinin yanı sıra, günlük süt satın alarak, kendi yoğurt, ayran ve kefirinizi kendiniz de yapabilirsiniz. Probiyotik özelliğiyle bağışıklığı da yükselten bu ürünleri evde kendi mayanızla hazırlamanın çok daha besleyici olduğu uzmanlarca dile getiriliyor.
• Soya sütü: Alternatif bir D vitamini kaynağı olan soya sütünü sosyal mesafelenme döneminde dahi açık olan marketlerde bulabilirsiniz.
• Tereyağı: D vitamini içeren yiyeceklerin önemli bir ortak özelliği de, genelde yüksek oranda yağ içermeleri ve bu nedenle kolesterole etki etmeleri. Bu nedenle tereyağını ölçülü tüketiniz.
• Yumurta: Yumurta sayısız faydasının yanı sıra, vücudumuzun D vitamini ihtiyacının karşılanmasına da destek oluyor.
• Karaciğer: Oldukça besleyici bir diğer D vitamini deposu da karaciğer.
• Ton balığı, uskumru, somon gibi yağlı balıklar: Sürekli evde olduğunuz dönemlerde taze balık almak konusunda çekinceleriniz varsa, bu balıkları konserve olarak satın alabilir veya derin dondurucuda muhafaza edebilirsiniz.
• Balık yağı: Omega-3 yağ asidi, D vitamini ve DHA açısından zengin bir hayvansal yağ olan balık yağını eczanelerden edinebilirsiniz.
• Mantar: Bu süreçte hijyenik bakımdan garanti olması açısından, paketli kültür mantarlarını tercih etmenizi öneririz.
• Maydanoz: D vitamini bakımından zengin olan maydanozu kahvaltından akşam yemeğine her öğünde tüketebilirsiniz.
• Yulaf: Yine marketlerden paketli olarak satın alabileceğiniz yulafı kahvaltıda ve ara öğünlerde tüketebilir, robottan geçirerek un haline getirdikten sonra omlet ve hamur işlerinde kullanabilirsiniz.
• Tatlı patates: Besleyici ve lezzetli bir D vitamini deposu da tatlı patatestir.
D vitamini vücut için çok önemli. Bununla birlikte, kimi özel durumlarda güneşten veya yiyeceklerden bu ihtiyacı karşılamak mümkün olmayabilir. Örneğin hamilelerin D vitamini bakımından zengin yiyecekleri tüketmeleri sorun olabilir veya doktor kontrolünde tıbbi destekler kullanmaları gerekebilir. Benzeri durumlar kronik hastalar ve korona virüsü risk grubu için de geçerli olabilir. Bu nedenle klinik bir durumunuz olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuzla görüşmeniz gerekmektedir. Ancak hastaneleri meşgul etmemek ve bulaş riskini artırmamak için görüşmelerinizi telefonla yapmanız önerilmektedir.